باب
شفاعة النبي
صلى الله عليه
وسلم لأبي طالب
والتخفيف عنه
بسببه
90- NEBİ (S.A.V.)'İN
EBU TALİB'E ŞEFAAT ETMESİ VE ONUN SEBEBİYLE EBU TALİB'İN AZABININ
HAFİFLETİLMESİ BABI
357 - (209) وحدثنا
عبيدالله بن
عمر
القواريري،
ومحمد بن أبي
بكر المقدمي،
ومحمد بن
عبدالملك
الأموي. قالوا:
حدثنا
أبو عوانة عن
عبدالملك بن
عمير، عن عبدالله
بن الحارث بن
نوفل، عن
العباس بن
عبدالمطلب؛
أنه قال: يا
رسول الله! هل
نفعت أبا طالب
بشيء، فإنه
كان يحوطك
ويغضب لك؟ قال
"نعم. هو في ضحضاح
من نار. ولولا
أنا لكان في
الدرك الأسفل
من النار".
[:-509-:] Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavariri ile Muhammed b. Ebi
Bekr, El-Mukaddemi ve Muhammed b. Abdilmelik, El-Emevi'de rivayet ettiler
dedilerki: Bize Ebu Avane Abdiilmelik b. Umeyr'den, o da Abdullah b. Haris b.
Nevferden, o da Abbas b. Abdulmuttalip'ten naklen rivayet etti ki Abbas b. Abdulmuttalib:
Ey Allah'ın Resulü, Ebu
Talib'e hiç faydan oldu mu, çünkü o seni korur, senin için öfkelenirdi, dedi.
Allah Resulü: "Evet, o topuklarına kadar varan bir ateştedir. Ben
olmasaydım hiç şüphesiz cehennemin en aşağı basamağında olacaktı. "
Diğer tahric: Buhari,
3883, 6208, 6572 -muhtasar olarak-; Tuhfetu'l-Eşraf, 5128
358 - (209) حدثنا
ابن أبي عمر.
حدثنا سفيان
عن عبدالملك بن
عمير، عن
عبدالله بن
الحارث؛ قال: سمعت
العباس يقول:
قلت: يا رسول
الله! إن أبا
طالب كان
يحوطك وينصرك.
فهل نفعه ذلك؟
قال "نعم. وجدته
في غمرات من
النار
فأخرجته إلى
ضحضاح".
[:-510-:] Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan,
Abdulmelik b. Umeyr'den, o da Abdullah b. Haris'ten naklen rivayet etti.
Demişki. Abbas'ı şunları
söylerken işittim:
Ey Allah'ın Resulü,
şüphesiz Ebu Talib seni koruyor, sana yardım ediyordu. Bunun ona bir faydası
oldu mu, dedim. Allah Resulü: "Evet, ben onu cehennemin derinliklerinde
buldum, onu topuklarına kadar varan bir yere kadar çıkardım" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3883, 6208, 6572 -muhtasar olarak-; Tuhfetu'l-Eşraf, 5128
359 - (209) وحدثنيه
محمد بن حاتم.
حدثنا يحيى بن
سعيد عن
سفيان. قال: حدثني
عبدالملك بن
عمير. قال:
حدثني
عبدالله بن
الحارث. قال:
أخبرني
العباس بن
عبدالمطلب. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
وكيع عن سفيان،
بهذا
الإسناد، عن
النبي صلى
الله عليه وسلم،
بنحو حديث أبي
عوانة.
[:-511-:] Bu hadisi bana Muhammed b. Hatim'de rivayet etti. (Dediki):
Bize Yahya b. Sa'id Süfyan'dan rivayet etti. Demişki: Bana Abdilmelik b. Umeyr
rivayet etti. Dedi ki: Bana Abdullah b. Haris rivayet etti. Dediki: Bana Abbas
b. Abdulmuttalib haber verdi. H. Bize Ebu Bekr b. Ebî Şeybe dahi rivayet etti.
(Dedi ki): Bize Vekî Süfyan'dan bu isnadla Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den naklen Ebu Avane hadisi gibi rivayet etti.
NEVEVİ ŞERHİ
213.sayfada.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari «Menakıbu'I Ensar» babında tahric
etmiştir. Hadis-i şerif Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in amcası Ebu
Talib'e şefa'atta bulunduğunu ve bu şefa'atınm azabını tahfif ettiğini
bildirmektedir. Allah-u Alem. Bu şefa'at ya İsra gecesinde Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cehennemi gördüğü zaman fiilen olmuştur. Yahut
kıyamet günü olacaktır. Ebu Talib'in iman edip etmediği ulema arasında
ihtilaflıdır. Bazıları küfrüne kail olmuşlardır. Bunların delilleri
«Sen
dilediğini hidayete erdiremezsin, lakin Allah dilediğini hidayete erdirir.» ayeti
kelimesidir. Mezkur ayetin bilittifak Ebu Talip hakkında nazil olduğunu
söylerlersede icma' iddiası sahih değildir. Buradaki hadisler dahi küfrüne kail
olanlara delildir. İmanına kail olanlar İbni İshak'ın İfani Abbas (Radiyallahu
anh) 'dan rivayet ettiği bir hadisle istidlal ederler. Bu hadise göre Ebu
Talib'in vefatı yaklaştığı zaman Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
kendisine (La ilahe illallah) demesini telkinde bulunmuş o bundan imtina etmiş.
Fakat orada bulunan Abbas (Radiyallahu anh) Ebu Talib'in dudaklarının
kıpırdadığını görerek ne söylediğini dinlemiş ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) 'e dönerek:
«Ey
kardeşim oğlu! Vallahi kardeşim Ebu Talib senin emrettiğin kelimeyi söyledi»
demiştir. Hadis uleması bu hadis için: «Senedinde ismi zikredilmeyen bir ravî
vardır. Hadis Sahih bile olsa babımızın hadislerine muarızdır. Halbuki; bu
hadisler ondan daha sahihdir» diyerek îbni Abbas rivayetini çürütmüşlerdir.
Maamafih kelam, ulemasından bazıları Ebu Talib'in küfrü hakkında söz soylemeyi
zaid addetmişlerdir. Onlara göre bu babta ileri geri söz söylemek Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gücendirebilir. Çünkü Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) amcası Ebu Talib'i çok severdi. Binaenaleyh gerek Ebu Talib
gerekse Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in ebeveyni ile ecdadı
hakkında hiç bir şey söylemeyip sükut etmeyi ihtiyata daha uygun görmüşlerdir.
Dahdah:
Ancak topuğa kadar ayaklan örten sığ su demektir. Burada bu kelime ile Ebu
Talib'in azabının hafifletildiği ifade olunmuştur. Hadis-İ Şerif küffarın
derece derece azab edileceklerine delildir. Ebu Talib‘in iman etmediği kabul
edilirse Resuli Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yaptığı iyiliklerin ne
faydası olabilir; Küffarın hayır amelleri heba olup gider? şeklindeki bir suale
Buhari şarihi Aynî şu cevabı vermektedir :
«Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ebu Talib'e şefaatta bulunması onun azabını
bir dereceye kadar azaltmıştır. Bu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
bereket ve hasaisindendir.»